BİR DİYALOG HALİ
-Neden böyle üzgün duruyorsun? -Gülümsediğimi görmüyor musun? -Hayır, kafanı bir kova suyun altına soktuğunu ve yanında olduğum halde hâlâ oradan çıkmadığını görüyorum. -Suyun fazlasına ihtiyacım olduğunu biliyorsun ama. - Susuzluğun mu halsizleştiriyor seni? - Hayır, onu da nereden çıkardın? -Her dediğimi inkar etmek zorunda mısın? -Sorgu, sual, sorgu, sual, yine ve hep sorgu, sual! Ne bekliyordun? Arka fonda çalan hafif bir müzik eşliğinde kahveni yudumlarken benimle sohbet etmeyi mi? -Şuan okuduğun kitaptan bahset bana o halde. -Hangi kitap? -Uzaktan geldiğimi görür görmez konumunu değiştirdiğin özel eşyandan bahsediyorum. -Geldiğinden beri zırvalıyorsun. Açık konuş. -Ellerinle avuçladığın, düşmesin diye sıkı tuttuğun, ne okuduğun gözükmesin diye hafif yatay tutup adını ve yazarını kapattığın kitabından bahsediyorum. Şuanda üstüne oturmuş olduğun kitap. -Ne okuduğumu öğrenmek için miydi bunca lakırdı? Seni gördüğüme sevin