Kayıtlar

Aralık, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KİMİM BEN?

Evet bakıyorum da son yazımdan beri yine 4 gün geçmiş. İnanmazsınız belki ama bu ortam her gün aklımda. Bloğumu güncel tutmak istemem ciddi derecede farkındalığımı arttırıyor. Sıradan görünen günlerimden sadece düşününce ve dikkat edince bekleyebileceğim anlamlar çıkarıyorum. Mesela dün kendimi bir konuda yanlış tanıdığımı fark ettim ve hayret ettim. Yani resmen şaşırdım kendime. Neyi mi abartıyorum? Böyle sizi merakta bırakıyorum.  Hemen söyleyeyim. Dün sabah onda evden çoğu zaman olduğu gibi okula gitmek üzere çıktım. Sokağın sessizliği içinde kaldırımdan yürürken, hızla gelen arkası yüklü bir bisikletle aniden burun buruna geldim. Sokağın ortasında kamyonun yolu kapatmış olması, adamın kaldırımdan geçmesine sebep olmuş belli ki. Bunda tuhaf bir şey yok. Sokakta yürüyen kimselerin pek olmaması da gazlamasına sürmeye fırsat vermiş anlaşılan. Hele bir de acelesi varsa ki büyük ihtimalle öyleydi ve beni de kamyondan dolayı görmeyince, yüreğim ağzıma geldi desem yeridir. Hemen yana kayac

AFFETMEK DE NE?

 Tekrar merhaba canlarım... Bugün sizlere affetme duygusunun güzelliğinden bahsetmek istiyorum. Son birkaç ayda neler yaşadığıma inanamazsınız. Acılarıyla boğuşan kalbim en sonunda aklımı yendi ve kendime geldiğimde akıl almaz şeyler yaptığımı fark ettim, hatalarımla yüzleştim. Emin olun, bu süreç eskisinden çok daha azap vericiydi. Yapmaz dedikleriniz yapar ve gitmez dedikleriniz gider. Hepimizin şu hayattan gelip geçecek olması bir yana, çoğumuz hayatlarımızda hiç ummadığımız şeyler yaşayabiliyoruz. Öylece bir köşeye oturup "NEDEN?" diyerek hayatımızdan çalmayalım. Çaresizliği kabul ettiğimiz andan itibaren kendimize ihanet olmuş oluyoruz. Ne yaparsanız yapın ama hatalarınızla yüzleşirken ve tövbeler ederken bile kendinizi sevmekten vazgeçmeyin. Tanrının bize lütfettiği her gün, her nefes onun yolunda yürüyen ve iyiliğinden vazgeçmeyen insanlar olabilmemiz için. Asla yalnız değilsiniz ve yalnız kalmayacaksınız. Bunu "İNSAN" olduğumuza dayanarak rahatça söyleyebili

DÜŞÜNME DERSİ

Bugün üniversitede dersini dinlemekten en çok zevk aldığım, hatta diğer derslerime pasif katılırken onun dersine aktif katıldığım hocam, aniden beliren harika bir söz paylaştı bizimle.  Aniden diyorum, çünkü hiç beklemiyordum. Felsefe dersi değildi sonuçta. Sözü okuduktan sonra öyle düşüncelere dalmak istedim ki... Aydınlandım desem yeridir. Dersle ilgisi olduğunu fark etmem bir yana, hayatı özetliyor olmasından daha önemli bir durum olmadığını anladım. Biriyle ortak bir zevki paylaştığımda, somut bir benzerlik yakaladığımda nasıl mutlu oluyorum anlatamam. Çünkü bu hayatın telaşı içinde özümüzün aynı olduğunu unutuyoruz. Çok azımız kendi benliğini ve özünün diğer insanlara da ait olabildilğini fark ediyor. Görünen farklılıklara odaklanmışız çünkü, onları bile tek tip hale getirmenin derdindeyiz. Hangi tip baskınsa, güçlüyse ve toplumun çıkarına uygunsa dışlanmamak uğruna çoğumuz o tipi tercih ediyoruz ve özgünlüğümüzü yitiriyoruz. Aynı anda özgürlüğümüzü bir kavanozun içine atıp, kapağ

HADİ BAKALIM